Sayma kaç gün yaşadın
Sorma kimsin, ne adın
Sebepsin sen bunlara
Bir cesede uğradın
Görmezi görür kılan
Olmaza olmak olan
Ey her hesaptan kalan
Tek sızısı her sadrın
Selçuk Bekâr
Selçuk Bekâr Kişisel Resmî Websitesi
Sayma kaç gün yaşadın
Sorma kimsin, ne adın
Sebepsin sen bunlara
Bir cesede uğradın
Görmezi görür kılan
Olmaza olmak olan
Ey her hesaptan kalan
Tek sızısı her sadrın
Selçuk Bekâr
Neler anlatır bilsen dile gelse dağlar taş
Bu erler Hak ordusu şu gelişten ilk sen ürk
Omuz üstünde kalmaz güvenilmiş nice baş
Bu toprağı suladı buradan doğrulur Türk
Onlar sadakaları canlarından verirler
Gazâ meydanlarını tavaf ve sa’y bilirler
Boyun eğmek bilmezler şehâdetle ölürler
Hak sözünü yüceltmek dâvâsında yoktur terk Okumaya devam et
Hedefsiz yollara koyulmaz erler
Ukbâsızı neyler abdest ve namaz
Dâvâsı olana Ülkücü derler
Ülküsüzü inek bile otlamaz
Bir kılıç sallasan düşse bin kelle
Tankları savursan çıplak bir elle
Niyetinde olsa küçük bir zelle
Dünyâya hükmetmen bize yaramaz
Hayırda ve şerde Kibriyâ’yı gör
Yayını sâdece besmeleyle ger
Sultân otağına sırtın eğik gir
Diler boynun vursun var mı başka haz?
Selçuk Bekâr
Hayat menzilsiz saat
Yaşamak saf işkence
Alnımdaki kırık hat
Anlatılmaz bu, gence
Koşulup düşülecek
Kumsallar eşilecek
Dert son gün deşilecek:
Asılsız bu eğlence
Milyarlar gelip geçmiş
Geçmiş ve hattâ geçmiş
Bir mahlûk yemiş içmiş
Olmamışlık bu bence Okumaya devam et
Hizmetim beş bin yıllık
Türk’üm el hamd ü l’illâh
Cennetim Rabb’e kulluk
Türk’üm el hamd ü l’illâh
İçimde bir değirmen
Bir mazlum duysam hemen
Öğütür beni neden:
Türk’üm el hamd ü l’illâh Okumaya devam et
Geçsen ve dahî Kârun’u kudret ile güçte
Her ni’meti bulmak ne çetin menzile göçte
Selçuk Bekar
Kanadı kırık bu kuş
Uzat elini tutsun
Hiç görmediğin bir düş
Bırak seni uyutsun
Kanatlarını sakın
Değmesinler dünyâya
Visâl şimdi çok yakın
Seni aşkım uçurtsun
Sen ey gözümün nûru gönül şâhı efendim
Sanmış mıdır uşşâk unutur sâhi efendim
Bakmakta diyorsan yine bir başka cenâha
Gâh aynınadır zülfe nazâr gâhı efendim
Mümkün mü ki zindâna düşen eylesin ihmâl
Cam şemse her ân ayna tutan mâhı efendim
Köyüne varmadan çatarsa ölüm
Taşıma Bir Âşık yazsınlar gülüm
Cesedim buluttu rûhum saf umut
Kabrimi sulara kazsınlar gülüm
Seni duyduğumda başladı yolum
İlk adımda yitti sağım ve solum
Benliğin münkîri, senliğe kulum
Bu büyüyü nasıl bozsunlar gülüm?
Selçuk Bekâr
Gün karanlık hava puslu kar da yağmıyor
Güller nine çoktan öldü inek sağmıyor
Bana bakan gökyüzü var benden habersiz
Geceleri yıldızlarla bana ağlıyor
Dağların şiş karınları fâre yok anne
Alınlarda aydınlık yok hâre çok anne
Benim beynim benim eynim kurbanla doldu
Ammâ Hâcer ve de ammâ Sâre yok anne