Olmaz ki
Eğer Cennet bu dünyâda olsaydı
Hayâtın hangi katmanına sığardı keder
Ve elli yaşının düşkünlüğüyle titreyen eller
Bîhaber yaşayabileceklerse sapan tuttuğu,
Taş kusup serçe vurduğu o meş’ûm günden
Daha ne kadar?
Kâreler
Pârelensin varsın âlem kâreler ben bağlamam
Sevgilinden ayrı düşmüş çağlar ağlar, ağlamam
Kimsesizler kimsesiysen kim ne söyler dinlemem
Dağlar inler hasretinden, sendeyim ben: inlemem
Olmaz olsun itibarım sen de zîrâ bendesin
Çekme yalnızlık ki ey yâr en emin bendendesin.
Gözlerinde Mahkûm Olsam
___Başka uçurum yok bana
___Gözlerinden daha derin
Gözlerinde mahkûm olsam
Şu gönlümde gam biter mi
Kirpiğini kırpsan bilsem
Ölüm daha da beter mi
Tanımasa gönlüm seni
Bilmese kilim deseni
Arar mı yâr bendesini
Gözünde hâlâ tüter mi
Rüzgâr Dönünce
___Sılada evimi obamı koydum
___İki gözüm anam babamı koydum
___Bana kıyan zalim ben kime kıydım
___Gitmesem ne çare gitsem ne çare
Ağlama
Biliyorum, hakkım değil bunu senden istemek
Mahzun bakan bebek,
Kanatsız kelebek gibisin
Elinde değil sükût
Üstelik, dayanamaz bu acıya bağlama,
Ney boğumlarına sığmaz bu sancı
Bize, kendi göğsümüzden bir ritim gerek
Varlık öcüsüne üflenen bir nefes kadar yakıcı,
Derinleştikçe kâbus,
___ritmi artan,
______giderek…
Hazır mısın davulcu
Eyâ Gûyâ – Nev’î (Sadeleştirilmiş)
……………………………….Dr. Nazmi Zengin’e
Aslıdır (Nev’î) :
Bizim erbâb-ı aşka sıdk ile ikrârımız vardır
Riyâ ehlinden i’râz eyleriz inkârımız vardır
Biz özge hâceyiz herkes ile bâzârımız vardır
Tükenmez fikrimiz efkâr olunmaz kârımız vardır
Belâ dildendir ol dildâr elinden dâdımız yoktur
Gönüldendir şikâyet kimseden feryâdımız yoktur
———
Vezre sadık kalarak sâdeleştirilmişidir (Selçuk Bekâr) :
Argo
Behey saf dostum
İnsan denen mahlûk etli kemikli
Ve yüz yüze bile anlaşılmaz da
Nasıl anlaşılsın sefil sanalda
İşine bak sen -varsa elbette-
Hiçbir acayiplikten düşme hayrete
Açıkçası: Sallama
Bilir misin yeryüzünde en çok ne var
Dallama!
Selçuk Bekar
Halhal
Rûh üflendi nihâvende
İnsan dediler sâyende
Terketmeyiz ‘Git’ desen de
Aşkına mahâl olduk biz…
Âmâ idik görür olduk
Kötürümdük yürür olduk
Bulmasak da arar olduk
Hasretine dil olduk biz…
xDenemeler -03- Vuslat
Bir yıldız türküsünü serin yerlere, sessiz nefessiz söylüyorum nicedir.
Nicedir bir koca deryâyı şu dar geçitten kuru derinliklere akıtmak istiyorum.
Bir an geliyor, bitiyor bahis…
Sâhilde kum tânesi olmanın kahrını tadıyorum.
Meçhûl bir diyarın isimsiz çocuğundan ince feryatlar dinliyorum rüzgâr seslerinde. Yapraklar, duydukları bu acı hikâyeye mâtem şarkıları tutturuyorlar kararsız, titrek dudaklarıyla. Sahneyi daha da esrarengiz kılmak için mi ne, ince bir toz bulutu, bir sis perdesi gibi sarıyor etrafımı. Güneşi arıyor gözlerim, kim bilir kaç asırlık uykudan uyandırılmış üç beş yıldıza tesâdüf ediyorum. Tek tük yıldızları yıldız orduları tâkip ediyor, ağırdan yükselen tiz feryatlar arasında, varlığına ihânet eden vefâsız gencin masalını en hazîn bir mâkamda dinliyorum gözlerimle…
Kör Giderim
Elâ gözlüm ben yanına
Şaşı gelir kör giderim
Balta kesmez buz olsam da
Çözülür akar giderim
Kâm alırken muhabbetten
Suâl olur etten sütten
Eser kalmaz sükûnetten
Çileden çıkar giderim
Duramam
Gayrı bu elde duramam
Köyünü diliyor şuram
Şu cihetten esen rüzgâr
Gül kokuyor buram buram
Bu tuttuğum hasret yası
Soluduğum yâr nefesi
Aman nefsî, aman nefsî
Değmeyin sızlıyor yaram
Yâr eyvâh ey, vah eyvâh yâr
Seyyâh oldum diyâr diyâr
Sana attım ben avlandım
Kanıyor bak şuram şuram