Gözlerini aç hadi,
Yüksek sesle söyle: ‘Var’
Ben bunu başarmıştım
Şimdi yum gözlerini
İlgini kes her şeyle
Söyle: ‘Yok’
Üzülme öyle:
Ben de yapamamıştım…
Selçuk Bekar
Selçuk Bekâr Kişisel Resmî Websitesi
Gözlerini aç hadi,
Yüksek sesle söyle: ‘Var’
Ben bunu başarmıştım
Şimdi yum gözlerini
İlgini kes her şeyle
Söyle: ‘Yok’
Üzülme öyle:
Ben de yapamamıştım…
Selçuk Bekar
Yıldızdan mı dokunmuş sırtındaki şu aba?
Merhabâ ışık kadar güzel insan merhabâ.
Herkes ne kadar kaba, sen ne ince hatlısın,
Ne yaptın ki bu kadar güzel tabiatlısın?
Mâvi gökte bir leke: ben kara bir buluttum.
Bir kere duydum seni, kendimi de unuttum.
Varlık ne kadar ketum, sen ne açık, bahtlısın,
Hayat nasıl tekdüze, sen ne şatafatlısın.
Ne bir hayrı zül gör ne kan şeytana
Her taşın bir başa kârı yok sanma
Sırat’tan geçmesi zor derler ammâ
Lokmanı dostuna böl geç kardeşim
Yetimli öksüzlü şu hayat, heyhât!
Üç gün değilse de biter nihâyet
Müebbed mahkûmu etme şikâyet
Dünyânın hâline gül geç kardeşim
Söyle çocuk
Gizleme benden
Söyle, sonra dile her ne dilersen
Bir kavuşma oyunu bu, değil mi
Hep onu anlatır hattâ masallar
Bizi kendimizle sarar sarmalar
Şu dağın ardında bir mekânı var
Şimdi daha muhtaç ona insanlık
Çünkü geceler huzursuz
Çünkü uykusuz geceler,
Gün, çok karanlık
Kendisinden gelir, gider kendine
Sanki yeryüzü diş biler kendine
Bir yanına ağlar diğer yanıyla
Bana bakan deli, güler kendine
Sen boyadın beni sevdâ rengine
Etekten zirveye sığdan engine
Savruldum gelmedim kendime yine
Ne gökler âşinâ ne yer dengine
Ben seninle dolu sensizi aşkın
Çarıksız urbasız yensizi aşkın
Hayâlci berduşu densizi aşkın
Ne kadar sensizim ne kadar şaşkın
Geleceksen bir gün bana sensiz gel
İsimsiz gel cisimsiz gel sonsuz gel
Evveli âhiri bırak ansız gel
Zamansızım sen oldum apansız gel
Selçuk Bekar
Gelir fikrin gider huzûr
Derdin alır dem dem beni
Kaybederim arar bulur
Bir bilmedik hemdem beni
Kusar beynini bir yatır
Ne gönül koyar ne hatır
Sayfa sayfa satır satır
Yazar durur denden beni
Ben her kimi dostum sansam
Tamtam tamtam binbir yamyam
Yemek ister gibi ‘hamham’
Arar durur dön dön beni
Rap rap rap rap
Rap rap rap rap
Düşünürken inancımı
İnanç mıydı, bu, sancı mı?
Kuruntuyla kol kolaymış
Yakaladım sancımı!
Ünleyiverdim yüzüne
Yüz bin yıllık acımı:
Seni ithâm etti diye
Garip beynim yalancı mı?
Gideceksen yolun açık
Gönlüm sana hancı mı?
Sol sol sol sol
Sol ki üç dört
Her neye benzetsem -inan- sevgimi,
Târife yetmiyor mısrâlar dili
Bu yağmur vefâsız şu rüzgâr deli
Ben dağlar gibiyim deniz sen gibi
Ne varsa olmakta hep senin için
Varlığı varlığın yokluğu hiçin
Diyorsan gelmeden bu gidiş nîçin
Ben yolum sevgili, şu iz sen gibi
………………………Teoman Canbulat’a
Zâlim kanla yıkarken va’dedilmiş rüyâyı
Korkuluklar ulumak bellemişken duâyı
Yılbaşı pisliğine bırakıp da dünyâyı
Bilsen ne kadar güzel gittin Teoman Dayı
01.01.2009
Selçuk Bekar
Ben, genç olmak nedir, biliyorum
Fakat sen yaşlı olmak nedir bilmezsin
Aynı şeyi söylüyor olacaksın sen de bir gün,
Kayıp gidecek avuçlarından zaman,
… bu hikaye (böyle) anlatılacak
Bir çok soru sordum
….. Karşılaştığım bilge adamlara
Bütün cevapları bulamamış
….. Kimse (En azından, gördüm ki) daha
Hatırlanacak günler olacak
….. Dopdolu, gözyaşı ve kahkahalarla
Nasıl yazdan sonra kış gelirse
….. Öylece geçip gidecek yıllar da