Aşk ve Meşk

Âşık oldur pîri yoldur yüzde yüzden izleri var
Mâşuk oldur pîr-i yoldur yüzde yüz denizleri var

Âşık oldur dîli dildir derd-i dertten derd’iderdi
Mâşuk oldur dîl-i dildir derd-i dertten derdi derdi

Âşık oldur virdi verddir virdi verde virdi verdi
Mâşuk oldur verd-i virddir vird-i verde verdi virdi

Âşık oldur mâşuk oldur aşkı aşk-ı aşkın aşkı
Mâşuk oldur âşık oldur meşk-i meşkin meşki meşki

Selçuk Bekar

Sen Oldu İstanbul

Aksin suda topukların
Tınlıyor, sen yürüyorsun
Sarmaş dolaş dünle yarın
Başımı döndürüyorsun

Dalgalarla derin sular
Sana sırlar söylüyorlar
Çerçevende gurûb ahmer
Gülüyor, söndürüyorsun

Ölmek için izlerine
Düşen kuşlar var gezinde
Yaşlı taşlar üzerinde
Gönlümü sen sürüyorsun

Rükû etmiş yalılarla
Suyu öpen gölge var yâ
Rûhumu gönderip aya
Beni süründürüyorsun

Okumaya devam et

Bugün Yine

Bugün yine sevdâ düştü paçama
İster sevin ister yine kız bana
Ben seni anlattım sâdece sana
Al kalemi sen de beni yaz bana

Ben âşığım sen aşkıma âitsin
Sana baktım onu gördüm şâhitsin
Çok bekleme çek şu tetiği gitsin
Hazır dönmüş arpacık gez göz bana

Okumaya devam et

Yalnız Benimle

Cenuptan şimale ılık rüzgârlar
Estikçe yanımdan sen geçiyorsun
Hem diyorsun biraz daha ömrün var
Hem de kefenimi sen biçiyorsun

Gün gelir, ellere sorarsın beni
İçini sızlatır çehremdeki hat
Alnıma kondurur hayâl bûseni
Ne bensiz olursun ne benle rahat

Şu gönül mülkünün kaç tapusu var
Bir gel diyor bana bir kaçıyorsun
Kalbimin sâdece bir kapısı var

Bir kapatıyorsun bir açıyorsun

Okumaya devam et

Kuşlar Maviyi Sever

Kuşlar maviyi sever, mavi için yaşarlar.

Uçuşları maviye, dönüşleri mavidendir. Mavi düşüncelerden başkasına yer yoktur muhayyilelerinde, yeryüzünün esrarlı bir renk cümbüşüne büründüğü seher vakitlerinde bile. Mavi seslerle seslenirler kırmızı güle, siyah geceye, bütün renklerden muâf şeffaf karanlıklara.

Kuşlar maviyi sever, mavi için yaşarlar.

Ellerin dokunmasına, gözlerin görmesine, kulakların işitip dillerin tatmasına müsâit her şey kuş kanatlarındaki zarif tüyler gibidir.

Bir ben farklı, bir ben eksik, bir ben kusurluyum.

Ben de taşınıyorsam eğer kuş kanatlarında neden ısınamıyorum bir türlü maviye? Neden bu kusuru telâfi etmek, kendimi aldatmak için mavi besteler yapıyorum? Düşündüğüm, konuştuğum zamanlar gök gürültüsüne benzer seslerle kıvranmalı mıydı kâinat? Issız bir yerde -kim bilir hangi tatlı hâtırâyı yâdederek gülümsedikten hemen sonra- belki hiçbir zaman ulaşamayacağımı düşündüğüm yüksekliklerden uzak diyarları seyreden dağların kayıtsız kalışına mı içerleyişim? Hissedebildiğim emsali görülmemiş gücü neden ayaklarıma aksettiremiyor, neden yürürken ayaklarımın altında vâdiler kadar derin izler bırakamıyorum?

Okumaya devam et

Bu Nasıl Gönül

Şu göğsüme gönül diye ne koydun
Hep ağlıyor gülmüyor bu Allâh’ım
Hüzün oldu pâdişâhı yurdumun
Neyle vursam ölmüyor bu Allâh’ım

Varlığımdan tahsîl etti mihrini
Ellerimle içti hiçlik zehrini
Çözemedim tutkusunun sihrini
Dehri verdim almıyor bu Allâh’ım

Okumaya devam et

Perdeler

Şimdi sizler
Sizler ki karşınızdaki
Size benzeyeni dinliyorsunuz
Perdeler açılacak karanlık odanıza,
Güneşi göreceksiniz
İlk defâ

O halde var perdeler
Ve kapalıysalar bir ardı da var elbet perdelerin,
Bir şeyler var pencereler ardında
Benim kadar biliyorsunuz

Okumaya devam et

Biz Ölürken

Türk’e evlâ/diye/bildikse şehîd olmayı biz
Sen yürürken biliriz: bir yeni kalleş geliyor
Hepsi bir can: veririz, sanma sakın kaybederiz:
Bizler öldükçe hilâl yıldıza kardeş geliyor!

Selçuk Bekar

Rûhuna Fâtihâ

Bizim köyde bir deli varmış
”Ben ölünce” dermiş,
Karaca Dağı’nı göstererek,
”Sel götürecek işte tüm buraları…”

Karaca Dağı’nı sel götürdüğü bir gün
Ölmüş olduğunu çok sonra öğrenmişler.

Çocukmuşum işte o zamanlar ben
Deli sağken de varmışım, sonra da o öldükten
Ben öldüğüm zaman siz de öleceksiniz

Hepiniz birden…

Selçuk Bekar

Riyâ ve Şâir

Riyâ
Riyâ ki tartılması en güç şeylerden biri:
Karaları örttüğün beyaz da bir boyadır!
Alnındaki lekeyi, ellerindeki kiri
Asıl korkman gereken, görmediğin rüyâdır!

Şâir
Umurunda değil ki anlayabilmen senin
İsteği -herkes gibi- daha meşhur olmaktı
İnatla uzattığı kan kırmızısı beyin
Trafik ışığında mendil satandan farkı…

Selçuk Bekar