Bilâfâsılâ

Bu nasıl bir çile fâsılâsı yok
Bu nasıl gurbettir ki sılası yok
Nereden düştüm ben bu derde Yâ Rab
Ten îdâma mahkûm, asılası yok

Diyorlar ki susmak ne büyük erdem
Ufuklar yelkensiz aşılmaz mâdem
Düşünce aklıma hayâli dem dem
Yaşamak çığlıktır: susulası yok

Semâzen dönerken büyüyen girdap
Fısıldar: beşikler kabirle ahbap
Sevmeyi sevmekten düşende bîtap
Öyle ölünmeli ki selâsı yok

Okumaya devam et

Bir İsim Bir Resim

El ayak çekildi, kuşlar uyudu
Efgân-ı dîl zârı duyuramıyor
Karaltının artık gölge umûdu:
Kendi ayağına buyuramıyor

Belki bir nefese tüner, giderdi
Bilse avluda mı uyuyor mu yâr
Ne yazık, gel diyen verdi bu derdi:
Kalmaktan gitmeyi ayıramıyor

Biliyor bu tenle aşılmaz surlar
Kusûru sûrete yüzler yamıyor
Ne yapsa bir resmi bir de ismi var
Kendini kendinden sıyıramıyor

Selçuk Bekar

Söyleyemem

Bekliyorsan gelmemi yâr
Kalmadı bir ben gelemem
Özlemini sen sıkı sar
Can bir engel ben ölemem

Bu hücrede: senden uzak
Huzurluyum dertlerimle
Sen saçına ak bir gül tak
Bak: karanlık ellerimde

Bilinmiyor sevgi nerde
Sazdaki bu hangi fasıl
Hangi oyun, hangi perde
Varsa gelmek, söyle nasıl

Okumaya devam et

Bekleyiş

Göçüyor bu elden her gün yeniden
Bir başka kâfile, bir başka ele
Ne kadar avutsam gönlümü, giden
Elbet döner bir gün desem, nâfile

Trenler kalkıyor Haydarpaşa’dan
Giden her vagona ben doluyorum
Duyulduğun her yeri temâşâdan
Dönüp gelen yine ben oluyorum

Okumaya devam et

Yine Akşam

Akşam yine akşam mı bu vaktin adı cânâ
Dostlar yine parmaklarımızdan su misâli
Bir bir akarak yıldız olup göksü divâna
Mahzûn bakarak seyredecekler mi bu hâli

Hüznüm gibi sâdık biri vâr olmayacak mı
Şems bir daha hiç doğmayacak mı cihâna
Hep ufka bakan yaslı yüzüm gülmeyecek mi
Akşam, yine akşam değecek belki zamâna

Okumaya devam et

Noksan

Ne zaman
Göremez olsa gözüm civârı
Diyorum: Gönlüme bir şey mi oldu
Umûrumda değil kırmızı sarı
Siyah hiç olmadı bu kadar âyân
El amân

Ne zaman,
Ne de ürküttü beni -bu denli- mekân
Bu nedir kaçıran nedir güneşi arkasına bakmadan
Görmediğim için her ân gördüğüm
Sîmân

Okumaya devam et

Hüzzâm

Yine doldur yine mey ver yine mey işrete sâkî
-Varsa- sevdâlıların aşkları var başka ne var ki

Her doğan gün yeni bir bülbüle kıymak nedir ey gül
Bitmesin hiç geceler vehmedelim sevmeyi bâkî

İçelim leylünehâr mey, neye üflensin o dilber
Sadra essin, giderek bestelesin vaslını tâ ki

Okumaya devam et

Dedim ki

Dedim ki ey güzel sana âşığım
Dedi: bu sevgiye delîlin var mı
Dedim ki seversen ulaşacağım
Dedi vâsıl olan sen misin yâr mı?

Dedim ki şehrinde küçük bir kuşum
Seni gördüm, ondan benim bu huşûm
Avcılar dağlarda maral ararlar
Daha duyduğum gün ben vurulmuşum

Okumaya devam et

Gece ve Üsküdar

İliştim mehtâba şehrine düştüm
Boğaz’da bir kule çıktı önüme
En eski mâtemi bilmedim deştim
Hüzün damla damla çöktü gönlüme

Aldı Üsküdar’dan güneşi ayı
Ezelden ebede yol bulmuş kuyu
Yıldızları yaktım iskele boyu
Yıldızlar içini döktü gönlüme

Pencerelerinde eskimiş evler
Titredi ürperdi öldüler yer yer
Hasretlere hasret çeşme ve fener
Kapkara lâleler ekti gönlüme

Selviler diz vurup derdi rengini
Karacaahmet’ten öptü engini
Görmemiş olsam da aslâ ben seni
Hüdâî ismini çaktı gönlüme

Okumaya devam et