Kara Taş 2

Söndürmüyor
Söndürmüyor yangınımı yarattığın su
-Olsa bile dünyâ dolusu-
İfşâ etmedim
Söylemedim kimseciklere ammâ
En serin rüzgârlarda yokluğunun korkusu,
Kimseler bilmese ben biliyorum
Yine sensin bana
En büyük pusu

Yol dediler, sana geleni anladım
Hal dediler, ağladım
Kal deseler ben seninle olduğumu anlardım
Umûrumda olmadı zîrâ
Sana götürmeyen adım
Senden olmayan adım

Okumaya devam et

Bekliyorum

Gönlüm vâr olalı şu dağ başında
Bekliyorum: gelsin yâr bâde sunsun
Sâhi, kim var şimdi senin karşında
Sen de beni hâlâ bekliyor musun

Sen öğrettin bana aşka vefâyı
Vefâ duyacağım başka kim var ki
Yine sende gördüm aşkla cefâyı
Cefâ sayacağım başka nem var ki

Yıldızlar yağıyor yanaklarımdan
Avuçla: gönlüm de yağmasın yere
Ben bir kadük sevdâ: çakıl ve kumdan,
Sen son cihetimsin tüm ümitlere

Göçmen kuşlar bir bir dönüyor sana
Gönüller yakan nâr iniyor sana
Üşüşüyor pervâneler sevdâna
Belki bu yüzden yâr deniyor sana

Aşkı sen vâr ettin, şu dağ başında
Ben böyle bekledim: yâr bâde sunsun
Ne kadehler ne mey ne kim karşında
Önemli: bu aşkın mâbedi sensin

Selçuk Bekar

Anla Beni 2

Dinle beni dinle beni
Sus kendini, inle beni
Ne âtîm var ne de mâzîm
Yargılama dünle beni

Bilmeseydim bilinmezdin
Bilinmezlik senin nezdin
Kim bilir kaç gönül gezdin
Çık dağlara, ünle beni

Yanmaksa aşk hiç durma yak
Yaktığına dön ve bir bak
Fark edecek bir şuur yok
Bizden başka senle beni

Okumaya devam et

Bana Verdin

Bana verdin bana verdin
Bu derdi sen bana verdin
Ellere zevkten sefâdan
Bana gamdan yana verdin

Hicret fermânı -yanına-
Diledim, sen inadına
Ele aşka bana bana
Bana yana yana verdin

Kapını gördüm: mu’tenâ
Varıp durdum aşk nâmına
Demedin gelme -âmennâ-
Fenâ fânî fenâ verdin

Okumaya devam et

Hey Hey

Yanılacak yine dallar
Yine bahâr kokusu var
Havalar âh bu havalar
Gönlümün sultânı ‘havar’

İki yana açık elim
Kim gitmiş, kim kalacakmış
Seni benden hangi zâlim
Nasıl vermiş, alacakmış

Hey, hey, hey, hey… Hey

Umûrumda değil, değil
Karabatak dalacakmış
Nerde çıksa ordayım, bil:
Kandilli’ymiş Salacak’mış

Okumaya devam et

Özgeçmişim

Düşersem -gün olur- eğer yoluna
Girecek olursam bir gün koluna
Ne olur dokunma yalnızlığıma
Elimde -varsa bir- sensizliğim var

Ben seni kavradım, anladım sanma
Dağların bildiği bana muammâ
Çok da iyi bir şey değilim ammâ
İsyân adına şu sessizliğim var

Okumaya devam et

Muhtâcız

Işıt ki âlemi, muhtâcız güneş
Çiğli yapraklarda senden bu ıtır
Mahzûn gönüllere düşsün koy ateş
Bunca dîvâneyi şavkın ısıtır

Gizlenirsen sen perdeler ardına
Artar iştiyâkı gönlün, yurduna
Dermân olur derdi derdin derdine
Kandırmaz âşığı sevdân: susatır

Selçuk Bekar

Seferîyim

Durduğuma bakma olduğum yerde
Seferîyim ey dost: aklım seferde
Kavak yeli bilmem nerden eser de
Benim beynim benden başka her yerde

Seferîyim elbet: her şeyde sefer
Gökyüzünde kuşlar, cephede nefer
Hâlâ diyorsan boş bu düşünceler
Ya uzayda ne halt ediyor bu Yer?

Selçuk Bekar

Eşşekler

Dert üstüne şu dört duvar
Hekimler derde dert ekler
Her derdin bir devâsı var
Her devâyı bir dert bekler

Oyun olsa doya doya
Seke seke saya saya
Ölmek için tâ buraya
Gelir miydi hiç bebekler

Teknoloji uydu muydu
Alacak borç kaydı kuydu
Cennet olsa ölür müydü
Gün dolmadan kelebekler

Okumaya devam et

Niye Ektiniz

Beynimin eyninde çağların yükü
Yarım asır çığlık çığlık sirenler
Güngörmez karanlık bu bağa beni
Ne diye ektiniz niye yârenler

Göz imbiklerimde süzdüm içkimi
Bir karasevdânın hârında yaktım
Ben de anlamadım olmaya nasıl
Bu kadar dayandı çelimsiz aklım

Okumaya devam et