Yine efkârlıyım -yine- gardaşım
Hangi taşa vursam başımı bilmem
Şu sarı yapraklar soğuk şu rüzgâr
Ne zaman bırakır peşimi bilmem
Ne yedi gönlüm var yedi başlıyım
Ağyâre nâr düşmüş ben telâşlıyım
Ben ki bu dünyâdan daha yaşlıyım
Kimlere sorayım yaşımı bilmem
Yemen’de açlık var halsiz düşerim
Erzurum’da kış var ben de üşürüm
Kerkük’te savaş var mermi taşırım
Nere salsam gönül kuşumu bilmem
Akşamdan akşama ateşböceği
Yetimin gördüğü ve göreceği
Ninnilere hasret ana kucağı
Âlem -niye- bana karşı mı bilmem
Gökyüzü yitirmiş yıldızlarını
Ana baba kızan ve kızlarını
İnsanınların derdi dün ve yarını
Mâbedleri pazar çarşı mı bilmem
İblis torunları yara kaşıyor
Müslümanlar düşe koşa yaşıyor
Ben de bir insanım sabrım taşıyor
Rehberleri kör mü şaşı mı bilmem
Ortalığa düşmüş rezille rüsvây
Halkım dert çekiyor eşkıyâ halay
Bunca Kâbil görmüş nasıl olmuş Ay
Çatlamamış sabır taşı mı bilmem
Selçuk Bekar