Dün klonumla görüştüm. Hani, adı adımın tersi olan şey işte. Aynadan göründüğü gibi olan yâni… Arkadaşlar sağ olsun, beni de düşünüp bi klon çekmişler. Klonla karşılıklı oturup iyice ve epeyce bir sohbet ettik, önceleri her şey iyi gidiyordu. Sıra işkembe çorbasına gelinceye kadar…
Bir tas kalmış sâdece. Tutturmaz mı ben içeceğim diye… Yâni… İmdi… Benim klonum değil mi, hiç şaşırmadım. Tutturmasaydı şaşardım. Fakat, elbette ‘ben kendim’ klondan daha bir kendim olarak tutturdum aynısını.
Nasıl inatlaştık.
Baktım olmayacak, -aynı anda tabii o da bakmıştır olmayacak- salladım bir yumruk gözünün tam üstüne. O da aynı anda aynı kararı vermiş olacak, aynı yumruk bana da sallanmıştı aynı anda. Tâlihe bakın ki benim yumruk sağdan, onunki onun sağından -yani benim solumdan- gittiğinden ve fakat benim yumruğun yolu boş, onun yumruk yolunda bir vazo bulunduğundan olan vazoya ve klonun sol gözüne oldu. Vazo kırıldı, klonun sol gözü kör oldu.
Sarıldım telefona, “Memet, canım kardeşim benim klon bozuldu” dedim.
Meseleyi anlayamadı önce. “Yâ âbi bunun bir gözü kör ama benimki sağlam. Bu durumda artık bu benim klonum olamaz” dedim.
Bunun “klonlamanın temel prensiplerine aykırı olmadığını, onun hala başka bir ‘ben’ olduğunu” söyledi, iyi mi?
Ayrıntıyı görmek herkese kısmet olmayan bir meziyet galiba. Bizim Memet kopyalamayı başarmış ama şunu görmemiş: Ben gözümü, gözüm gibi severim. Hem, ‘kendim’ yumruk atıyor diye yumruğumu sert bir vazoya da vurmam. Bu körün -artık benden farklı olması yanında- bir de zekâ problemi var kesin. Zâten en başında sezmiştim. İşkembe çorbasını içmek için inatlaştığımızda ben ille de içeceğimi bilirim. O zaman onun ille de içemeyeceğini bilmesi gerekirdi. Veya eğer o da benim gibi ille de kendisinin içeceğini bilirse yan yana iken bizim aslâ biz olamayacağımızı ve dolayısıyla klon olamayacağımızı…
Hop hop, ben o düşündüğünüzü düşünemeyecek kadar az akıllı değilim. Buraya kadar yazdıklarımın hepsine sizin ettiğiniz itirazları daha yazarken ben de ediyordum. İyi de, ben yazınca aslan kesilmeyi biliyorsunuz… Bu işin baştan sakat olduğunu bilemediniz mi?
Klonlamayı aynı insandan iki adet olacağı yönünde bir çalışma zanneden arkadaşlarım lütfen dönüp ilk insandan beri var olan. Tek yumurta tek sperm ikizlerine baksınlar. Onların genetik materyali kopyalamayla kıyaslanamayacak kadar ‘aynı’dır. Üstüne üstlük çevre faktörleri de geleceğin muhtemel klon insanlarından çok daha fazla aynıdır. Aynı anne baba eğitiminde, aynı elbiseleri giyerek büyürler.
Kim onların ikisinin aynı insan olduğunu iddia etmeye kalkabilir?
Selçuk Bekar