Çınar Gibi

Nineler dilinde buruk her öykü
Yeşerterek dinen bir pınar gibi
Buram buram gözümde yârin köyü
Dinledikçe göçen bir diyâr gibi

Bulunmuyor sâdık bir ân bugüne
Yer oluyor ya nasıl üç öğüne
Beş kalmışken saatlerde düğüne
Israrla yaşayan ihtiyâr gibi

Gözlerimin içidir benim gece
Bir eski denmişi siler her hece
Bile bile yaşamışsam böylece
En kadîm yeminle bahtiyâr gibi

Okumaya devam et

Alkış

Kara gece, gamlı baykuş
Güzel çirkin bahar ve kış
Mahlâsınız meğer imiş
Uyuttunuz beni
Alkış

Çok eski değil
Karanlık gecelerde
Yorganı başıma çektiğim günler
Çizgi romanlardan fırlamış patlak gözlü adamlar
Sanırdım odamdalar
……. Kara gece gamlı baykuş

Ben öyle ana kuzusu da değildim
Ne isim verdilerse her neye
Aldım kabul ettim:
……. Güzel çirkin bahar ve kış

Arkadaş
Sen söyledin ben kabûl ettim
Çok mu geç bilmiyorum ama yanlıştı
Hepsi yanlış
…….Güzel çirkin bahar ve kış
…….Mahlâsınız meğer imiş
…….Dumûra uğradı bakış
…….Uyuttunuz beni: alkış

Okumaya devam et

Hiçliği Adımlamak

Her gün birinizi kaybediyorum
Zaman perde perde gizliyor sizi
Damla damla büyüyor yalnızlığım
Hasret gergefinde dokunan gecem
Adım adım rüyâ olan, sizsiniz

Bir meçhûlüm -hiçliği adımlayan-
Saman alevinden çok değil ömrüm
Parlamış sönmüşüm, bilen olmamış
-Böylesi hayâta böylesi ölüm-
Sizin türkünüze uyandı sazım
Bu gidiş cinâyet, bu gidiş zulüm

Okumaya devam et

Vükelâ

İki elde en çok on parmağınız
Otuz iki dişli çift damağınız
Velâkin mâdem yok hiç ahmağınız
Mârifet gözünüz, kaşınızda mı
Vükelâ, aklınız başınızda mı

Karnının içinde barsaklarıyla
Ne verseniz yutan kursaklarıyla
Gözleri dizleri dirsekleriyle
O güzeller hâlâ peşinizde mi
Vükelâ, aklınız başınızda mı

Kravatsızsanız düğme övenler
Size söz edeni dövüp sövenler
Şu, sizleri sizden fazla sevenler
Soytarınız hâlâ karşınızda mı
Vükelâ, aklınız başınızda mı

Okumaya devam et

Lâbirent

Çapraşık mânâlar ve yıldızlı bir desenden
Oyunumuz vardı yâ, hani, ilhâmı senden

Bu sabah o günlerden bir gemi gönderdiler
Yürekleri bağlayıp aklı salıverdiler

Tefekkür âleminin tekdüze vurumları
Cem etti sînesinde tekmil uçurumları

Koridorlar belirdi, koridorlar uzandı
Biri aynaya baktı, mavzerine uzandı

Kum tânesince kesif ve ince fikirlerle
Çınladı ayak sesi dipsiz lâbirentlerde

Okumaya devam et

Garâbet

Aşkın senin garâbet
Kalbinde yok harâret
Sandınsa sevgi âdet
Sen aşk bilir değilsin

Secden rükûn sefâya
Sabretmeden cefâya
İllet bulur, devâya
Mazhâr olur değilsin

Sen sırrı saklamazsın
Sen dostu aklamazsın
Sen gül de koklamazsın
Gülşen bulur değilsin

Hem zor erişmek aşka
Yol var yol içre, başka
Ferhat olaydın keşke
Sen dağ deler değilsin

Okumaya devam et

Fısıltılar

Gözden uzak bir diyarda tutuştu
Kızıl dehlizlere gizlediğim köz,
Feleklere ateş düştü bu gece.

İnce sızılarla deldi göğsümü
Görünmez pençeli, yüzsüz kediler.
Hayâl meyâl yaşanmış bir devirden
Fısıltılar, ‘Sen bizdensin’ dediler.

Hâtırâsı albümlerden silinmiş
Bebek, boş beşikte doğruluverdi.
Zümrüt gözleriyle süzdü anneyi
Yeşil şimşeklerle salındı evler
Işıklı gölgeler koyuldu yola.
Işıkları siyah, elleri al al,
Buzdan bir sükûnet adımlarında.

Okumaya devam et

Yeis

Ağlıyorum sil gözümün yaşını
Siteminden ye’se düştüm dün gece
Dağlara uçurdum akıl kuşunu
Mecnûn oldum çöle düştüm dün gece

Ağu oldu sözün bağrıma düştü
Aklarımla karalarım dövüştü
Hayâllerim cellâdına kavuştu
Hiçlik âteşinde piştim dün gece

Okumaya devam et