Bitmiyor

Işıksız mahzenler sessiz duvarlar
Hasret gizlemeye yetmiyor anne
Her yerde bedensiz yüzsüz biri var
Yarınlar neden hiç bitmiyor anne

Ne gökyüzü mâvi ne yaprak yeşil
Su şöyle çağlıyor: sevdâ bu değil
Cemreyle toprağa sinsi bir kâtil
Düşüyor ve fakat tütmüyor anne

Diyorlar teklerden mürekkep çokluk
Zikredilir miydi yok olsa yokluk
Palyaço maskeli çirkin korkuluk
Neden bir an sükût etmiyor anne

Okumaya devam et

New Londrism

Ben…
Ben diyorum: Ben!
İyi hissetmiyorum bugün.
Nedense sarsıldım işte adamım!
Sebep, ya bıldırcın suyunun suyunun suyu,
Ya kafesli ağaca tırmandığı varsayılan bir yosun
Vallahi derdim değil:
Bir kuş gelip o kafese ha konmasın, ha konsun.

Canım sıkılıyor canım:
Ya hep ya hiç diye tutturuyor bir yanım,
Bir yanım yepyeni bir akım istiyor,
Bulamıyorum İzmir’den başka bir izm.
Ama… Parizm, Londrizm, Moskwizm olmazsa,
Körüklenmez ki düşler…

Okumaya devam et

Mili Çıktı

Çekiştirip durmayın dünyânın mili çıkık
Çatır çutur ötüyor çarkı kırık o çıkrık
Aç bîilâç sersefil çoluk çocuk hıçkırık
Attıkça zil takıyor bir avuç kıçı kırık

Selçuk Bekar

Gelinmiyor

Ellerim cebimde yanaklarım nem
İçime sığmayan içim diyor ki
Mavi enginleri sen diye içsem
Bu/sensiz dudakla içilmiyor ki

Rengine saklamış rengini rengin
Dalga dalga sarmış teni âhengin
Mümkün değil olmak sen gibi engin
Su olsam, suda su seçilmiyor ki

Okumaya devam et

Gel Al Beni

Ne bu sözde bir sitem var
Ne sevgiye bir bitim var
Kabuğumda bir yetim var
Sen al beni: Gel al beni

Kimlik rûhun kabâhati
Çığlık tenin son tâkati
Boğazımdan yakaladı
Gün ortası zılâl beni

Sevgime gel bulma kusur
Şâhidimdir inan asır
Çık şu dağa mehtâba sor
Yıldızdan et suâl beni

Düşer yere hani tek tek
Papatyadan kopar gerçek
Gün gelecek tüketecek
Tüketirse bu hâl beni

Okumaya devam et

Gizli Gel

Sus Hafî, sus, gel desin yâr; gizli gel,
Boynun bükük, yüreğinde közle gel.
Yeter ki gel… sitemle gel, nazla gel
Cânı bırak, cânâna gel… sözlü gel.

Selçuk Bekar