Bir yerde ki olsa gerek salt etik
Biz, bir nice ehl-i sinkaf alt ettik
Affetmediğini sâhibin bile
Anlaşılan… Biz edince… Halt ettik!
Selçuk Bekar
Selçuk Bekâr Kişisel Resmî Websitesi
Bir yerde ki olsa gerek salt etik
Biz, bir nice ehl-i sinkaf alt ettik
Affetmediğini sâhibin bile
Anlaşılan… Biz edince… Halt ettik!
Selçuk Bekar
Işıksız mahzenler sessiz duvarlar
Hasret gizlemeye yetmiyor anne
Her yerde bedensiz yüzsüz biri var
Yarınlar neden hiç bitmiyor anne
Ne gökyüzü mâvi ne yaprak yeşil
Su şöyle çağlıyor: sevdâ bu değil
Cemreyle toprağa sinsi bir kâtil
Düşüyor ve fakat tütmüyor anne
Diyorlar teklerden mürekkep çokluk
Zikredilir miydi yok olsa yokluk
Palyaço maskeli çirkin korkuluk
Neden bir an sükût etmiyor anne
Be adam, kollarını çırpmayı bıraksana…
Kuşbakışı bak dedik: Kuş ol demedik sana!
Selçuk Bekar
Ben…
Ben diyorum: Ben!
İyi hissetmiyorum bugün.
Nedense sarsıldım işte adamım!
Sebep, ya bıldırcın suyunun suyunun suyu,
Ya kafesli ağaca tırmandığı varsayılan bir yosun
Vallahi derdim değil:
Bir kuş gelip o kafese ha konmasın, ha konsun.
Canım sıkılıyor canım:
Ya hep ya hiç diye tutturuyor bir yanım,
Bir yanım yepyeni bir akım istiyor,
Bulamıyorum İzmir’den başka bir izm.
Ama… Parizm, Londrizm, Moskwizm olmazsa,
Körüklenmez ki düşler…
Çekiştirip durmayın dünyânın mili çıkık
Çatır çutur ötüyor çarkı kırık o çıkrık
Aç bîilâç sersefil çoluk çocuk hıçkırık
Attıkça zil takıyor bir avuç kıçı kırık
Selçuk Bekar
Ellerim cebimde yanaklarım nem
İçime sığmayan içim diyor ki
Mavi enginleri sen diye içsem
Bu/sensiz dudakla içilmiyor ki
Rengine saklamış rengini rengin
Dalga dalga sarmış teni âhengin
Mümkün değil olmak sen gibi engin
Su olsam, suda su seçilmiyor ki
Ne bu sözde bir sitem var
Ne sevgiye bir bitim var
Kabuğumda bir yetim var
Sen al beni: Gel al beni
Kimlik rûhun kabâhati
Çığlık tenin son tâkati
Boğazımdan yakaladı
Gün ortası zılâl beni
Sevgime gel bulma kusur
Şâhidimdir inan asır
Çık şu dağa mehtâba sor
Yıldızdan et suâl beni
Düşer yere hani tek tek
Papatyadan kopar gerçek
Gün gelecek tüketecek
Tüketirse bu hâl beni
Seni söylemeyen sözde öz olmaz:
Harfleri müphem bir heceye benzer
Işığından mahrûm yüzde göz olmaz:
Hayat mehtapsız bir geceye benzer
Kadı geçiremez, söz, dilenciye
Uyuz merkep güler şedîd hancıya
Paşalar yol arar halden önceye
Kavuklu sultanlar cüceye benzer
Sus Hafî, sus, gel desin yâr; gizli gel,
Boynun bükük, yüreğinde közle gel.
Yeter ki gel… sitemle gel, nazla gel
Cânı bırak, cânâna gel… sözlü gel.
Selçuk Bekar
Ayrı senaryolar, ayrı insanlar
Hepsinin çilesi bir başka acı
Ne var ki hiçbiri değil müstesnâ
Hepsini oynatan aynı kuklacı
Selçuk Bekar