Kızıl çıksın gök girsin ki
Öyle yalnız ve birsin ki
Benden sana yoldaş olmaz
Sâhibimsin bilirsin ki
Bu bir korku: tende yanar
Bu ümittir: sende yanar
Bir gün gelir sen gelirsin
Can da kanar ten de kanar
Selçuk Bekâr Kişisel Resmî Websitesi
Kızıl çıksın gök girsin ki
Öyle yalnız ve birsin ki
Benden sana yoldaş olmaz
Sâhibimsin bilirsin ki
Bu bir korku: tende yanar
Bu ümittir: sende yanar
Bir gün gelir sen gelirsin
Can da kanar ten de kanar
Seni sevmek ne yaman sır, ne yalan şey şu firâk
Haklısın söyleceksen: bu değil sevgi, bırak
Sende fânî olabilmiş nece der âşığınım
Senden ayrılmamışın dönmesi nâhak koşarak
Varlığından bir eser kalmayanın vuslatı ne
Belki yalnızca nişandır: alıver, alnına tak
De ki ey yâr dumanlıdır başım da
Okuyanım, yazımsın hem taşımda
De ki aşsın bırak efkâr Uhud’u
Sensin benim sulhum da savaşım da
Selçuk Bekar
Yürüyorum sevgiliye
Aşkım kara kaşa değil
Sürünüyor, bilmem niye
Dağlar aşa aşa değil
-İçimde bir sıkıntı var
-Gönül yurdum yıkıntılar
-Avutmuyor bu ufuk, yâr
-Ağlıyorsam boşa değil
Süzülüyor rûhum yine
Bir güzeller güzeline
Ürkek ürkek sine sine
Neden koşa koşa değil
-Sazlarda bu hangi fasıl
-Kavuşulur böyle nasıl
-Usul usul fısıl fısıl
-îlân-ı aşk -hâşâ- değil
Sormasın kimseler esbâbı nedir
Cânı yâd ellere kimdir sürüyen
Evvel âh eyleyip, andıkta fakir
Gecenin üstüne gündüz bürüyen
Bu güzellik mi ki: kir üstüne kir
Bir güzel var kamu nûrunda hakîr
Beni nâçâr koya Münker ve Nekir
Bilirim üstüne vardır yürüyen
Deniz doydu gönlüm doymadı gama
Sol yanımda nem var sen biliyorsun
Güneş geceme hiç doğmadı ammâ
Şu mahzûn kalbime sen geliyorsun
Âşık değilim ben: sevmeyi bilmem
Elbet bir kalbim var lâkin şu demem
Ne gün senden başka birini sevsem
Değişiyor yüzü: sen oluyorsun
Pişmânım hücrem ve yalnızlığıma
Kasvetten bunalıp meyletsem cama
Açsam -ışık girsin diye- odama
Hâneme hepsinden sen doluyorsun
Vuslata bölensin sen uykuları
Ağlayan semânın senden suları
Hangi sevgiliden aldın bu nârı
Söyle sen nasıl bir aşk soluyorsun
Geceler gündüzler sabah akşamlar
Ne diye geldiniz niye gittiniz
Kimi dolu kimi bomboş yaşamlar
Niye başladınız niye bittiniz
Ne arıyor yerde göğün feneri
Ay her gece neden gözlüyor yeri
Üşümüş yıldızlar neyi bekliyor
Hangi defter kaderimin kaderi
Boşluk
Öncesiz sonrasız çokluk
İçinden geçtikçe büyüyen yokluk
Suyunun sâhibi belirsiz oluk
Şuursuz soluk
Çiçek
Soluk…
Geliyorum yine yalnız
-Yâr sana yâr sana-
Hastayım bir ma’ruzâtım
-Var sana var sana-
Harcım değil bu dert benim:
-Nâr bana nûr sana-
İşte sana gönül verdim
-Varsana varsana-
Şu yer şu gök eder durur
-Hır bana kur sana-
Sâniyeler seni vurur
-Kursana kursana-
Neme gerek süsün püsün
Güzelliğin son türüsün
Doğrudur senden olduğum
Sen de benden ötürüsün
Yedi tepe iki şehir
Biri evvel biri âhir
İkisinden oldun lâkin
Ne biri ne öbürüsün
Es yeri rüzgâr sürüsün
Yağ dağları kar bürüsün
Eylülleri sal üstüme
Ellere nisan yürüsün
Selçuk Bekar
İnse darda el uzatan
Beni işit dardayım ben
Baharları ey yaratan
Diz boyu bir kardayım ben
El uzatmak senin işin
Başka güzel her gelişin
Yollarını yitirmişim
El sanıyor yârdayım ben
Denilmezi der değilim
Emâneti kor değilim
Verdiğine kör değilim
Yine eyvâhlardayım ben