De ki sevdâ can kuşumun
De ki ‘ışık taç’ başımın
De ki gözüm gözyaşımın
Kıblesidir, sen haklısın
Topuk sesi mi bu: çam ormanında
– Meltem ve şebnem –
Islanır göğün yırtıldığı yağmurlarla,
Yüzer miydin sen de ceylan derilerini
Gönül hoş olsun diye
Kurda tuzak: ten azdıran
Kekliğe düzü gezdiren
Bülbülü gülden bezdiren
Niye telli duvaklısın
Geceler boyu neyin düşünde
Ne peşindesin adam
-Gündüz kalabalıklarını-
Baygın bakışlarla tarayan
Diyorsan güzele sevdâlıyım
Kim bilmez dalgalanan sarı saçları
Senin aşk dediğin sözdür
Sevdim sandığın hırsızdır
Müdâfaan geçersizdir
Sen dünyâya yavuklusun
Nereden çıktı
Neden şimdi bu ağrı
Oysa zaman tam
Kelebek tutma zamânı
Şu dalda elma bu bağda gül
Hepsi mi dünkü rüyâdan kalma
Kırk gün kırk gece sandığın
Hepsi bir nefesti düğün
Ferman sâhibinden göğün:
Aşk adına
Tutuklusun
Selçuk Bekar