Yâr-ı Evvel beni anmış
Cânım uykudan uyanmış
Kâinât-efrûz ol cüsûm
Cemâlindeki nûrdanmış
Çesm-i siyâh şavkı Hayy’dan,
Sesinin ezgisi neyden
Rûhumun yangını meyden
Nûr-u rûhsârı Tûr’danmış.
Malûm ne kendi, ne gayrı
Lâ-kâbil-i tefrîk hayrı
Serhoşmuşum da her hûri
Sînemdeki buhûrdanmış
Râh-ı dîl-i yârân müşkil
Fermân eyler, kılmaz mehil
Hicret-ül gayb andan değil
Alnımdaki mühürdenmiş.
Gitsem, bir muammâ yerde,
Kalsam, can dayanmaz derde
Bilenler söylemez nerde
Ölsem, derler kahırdanmış!
Selçuk Bekar