Bin yıllık aşk meş’âlemiz
Geçiyorsa mes’ûl kim mi
Kalmamışsa kimse ya ben
Terk mi -nasıl- edeyim mi
Diyorlardı zapt çok yakın
Hakkı ne ki gayrı aklın
“Kan aksa da zafer Hakk’ın”
Mâzî olmuş bir deyim mi
Kahır bana ben bu kahra
Sevdâlıysa kalbim mühre
İçerim bir susuz sahrâ
Ben katıksız ‘ene’yim mi
Tekrâr ise târih tekrar
Seyircisi yalnız o var
Varlığımız şekki ikrâr
Ben hep yeni yineyim mi
Asl istedim asıl asıl
Ufkumda hep aynı fasıl
İstesem de bilmem nasıl
Yeryüzünden ineyim mi
Yüreğimde tüten közden
Zikri gözler onca özden
Ezelde verdiğim sözden
Dönemem ki döneyim mi
Mü’min mazlûm mü’minler aç
Bir tek hekim son bir ilâç
Yaşadığım bir saklambaç
Yoksa ben de sobeyim mi
Korku içre kan da can da
Bir yanda aşk şek bir yanda
Dîne söven Müslüman da
Ya ben ibn-i Seb’e’yim mi…
Selçuk Bekar