Yaşlı ağaç, sarı yaprak, rüzgâr
Kır
Kara bulut, fırtınalar, yağmur
Kar
Ayrıları ayrı koyan duvarlar
Her şeyin kendince bir mâtemi var
Kabirler
Neden ağlamıyorlar
Dağların başını duman bağlıyor
Ummâna giden su bezgin çağlıyor
Suyun hicretine gökler ağlıyor
Kabirler neden hiç ağlamıyorlar
Uzun bir ayrılık ardından
Kavuşanlar, mutluluğu gönlünce tadamadan
Erirken göz göre göre gözler önünde cânân,
Yarısını koparıp yere veriyor da can
Kabirler neden hiç ağlamıyorlar
Savaş ve barışta bollukta darda
Düşmanın düşmana insâfı var da
Melekler insana ağlıyorlar da
Kabirler neden hiç ağlamıyorlar
Yok… yok…
Bu işin içinde başka bir iş var
Nasıl ağlamazsa -diyorum- ulu dağlar
Sancılı bulutlardan
Yere düşerken damlalar
Analar
Kavuştuğu evlâdı nasıl sarar sarmalar
Kabirler
Analara ne kadar benziyorlar
Selçuk Bekar