Bir sedâ duydum semâdan: ‘Yâr-ı Ekber gizlidir’
Gizlidir hem, sırrı ifşâ eyleyen kim, kim bilir?
Ol nidâdan cism’alûben bir peri – ruhsâr beni
Kıldı râm hem cevre dâim, etti inhisâr beni.
‘Gel’ dedim, “Kalmaz şikâyet tutsağın kıl yâr beni
Bıkmam aslâ gül yüzünden, dört cenâhtan sar beni”
Bildim efdal her saâdetten temâşâ gül seni
İnfiâlim, ağlıyorken görmemekten gülşeni.
Yâr, cefâdan kırgınım, sensiz nedir bilmem huzur.
Her temennî sensiz eksik, her terennüm ber-kusur.
Ger yakînin, hem firâkın, her mesâfen başka haz,
Yorgunum yâr, ihtiyârım, çekmem artık bunca naz.
Kâbe’n olmuş kalbim, almaz başka hiçbir yer seni
Sen seversen terk eder gam… Sonra hasret yer beni! …
Selçuk Bekar