Lâbirent

Çapraşık mânâlar ve yıldızlı bir desenden
Oyunumuz vardı yâ, hani, ilhâmı senden

Bu sabah o günlerden bir gemi gönderdiler
Yürekleri bağlayıp aklı salıverdiler

Tefekkür âleminin tekdüze vurumları
Cem etti sînesinde tekmil uçurumları

Koridorlar belirdi, koridorlar uzandı
Biri aynaya baktı, mavzerine uzandı

Kum tânesince kesif ve ince fikirlerle
Çınladı ayak sesi dipsiz lâbirentlerde

Dolu kuyu boş kuyu bir ucu uçsuz kuyu
Sonsuzun arz kapısı gelip sundu korkuyu

Nasıl olur da dağlar semâyla kucaklaşır
Dalgaları sâhilden ufka hangi el taşır

Bir şeyi bilmek nedir nasıl inanır insan
Nasıl şeydir vâr olmak sonsuzluk zaman mekân

Birden ufuk düzeldi, silinerek kayboldu
Bitimsiz kuyulara taş toprak dolduruldu

Ufuk eğri büğrüydü ufuk körleşiyordu,
Elleri bağlı biri “neden varım” diyordu

Selçuk Bekar

Sosyal AğTweet about this on TwitterShare on FacebookShare on Google+Share on LinkedIn

Bir Cevap Yazın