Çapraşık mânâlar ve yıldızlı bir desenden
Oyunumuz vardı yâ, hani, ilhâmı senden
Bu sabah o günlerden bir gemi gönderdiler
Yürekleri bağlayıp aklı salıverdiler
Tefekkür âleminin tekdüze vurumları
Cem etti sînesinde tekmil uçurumları
Koridorlar belirdi, koridorlar uzandı
Biri aynaya baktı, mavzerine uzandı
Kum tânesince kesif ve ince fikirlerle
Çınladı ayak sesi dipsiz lâbirentlerde
Dolu kuyu boş kuyu bir ucu uçsuz kuyu
Sonsuzun arz kapısı gelip sundu korkuyu
Nasıl olur da dağlar semâyla kucaklaşır
Dalgaları sâhilden ufka hangi el taşır
Bir şeyi bilmek nedir nasıl inanır insan
Nasıl şeydir vâr olmak sonsuzluk zaman mekân
Birden ufuk düzeldi, silinerek kayboldu
Bitimsiz kuyulara taş toprak dolduruldu
Ufuk eğri büğrüydü ufuk körleşiyordu,
Elleri bağlı biri “neden varım” diyordu
Selçuk Bekar