Biri, tarzın dedi
Orhan Veli’ye benziyor
Pek tanımazdım ‘garibi’
Gerçi üç beş şiiri var aklımda kalan
‘Anlatamıyorum, Güzel Havalar’
Aklımın bir köşesinde -biraz da-
Ders kitaplarından kalma ‘her’alda’
Karanlık çirkinlik falan
Ben ‘ayakkap’larımı hiç yazmadım
Ya, belki yazardım da
Aaaa,
Benim de ayakkabılarım varmış
Öyle ot, çöp, kayık, bambu
Arabacının karı kızının
Ne işi var mısralarımda
Benimkiler mısra mısra
Yat borusu mu lan bu
Tekerlek gıcırtısı,
Satıcı gürültüsü de duymam
Şey – Ben biraz sağırım da –
Bu belki ondan
Yine – inanır mısınız bilmem –
Ama sevdim
Lâf kalabalığı içinde – o her neyse –
Bir şey de güzeldi
Velâkin ‘Garibin’ arayıp durduğunu
Çoktan bilirmişim gibi de geldi
Belki tam tersi
Keşfi açıkmış adamın
– Hoş, pek benzemiyor yâ –
Tarzımı bilmiş tâ o zamandan
İnanın inanmayın
Biraz da üzüldüm ben bu ‘herife’
Aklını yiyecekmiş birkaç târif ve harfle
Ey Orhan Veli
-Çok da benzetemedim hani-
Ne zaman olmuş umurumda
Haliç Galata İzmir Adana
Trabzon’u bile yazmamışım ben
Boş işlerle geçip gitmiş be ömrün
At arabasında rakı şişesinde
Faytonun birinde diz muhabbeti
Yâ, ‘Hakkaten’
Şu Melâhat’la ne işin vardı
Yürüyüş benziyor benzemiyor
Yollarımız iki dağ ardı
Be adam
Her güzeli görüp kör olmasan da
Güzelliği anlasan
-Biraz-
Ne vardı?
Selçuk Bekar